Akciğer Kanseri / Prof. Dr. Burçin ÇELİK
Göğüs Cerrahisi

Akciğer Kanseri / Prof. Dr. Burçin ÇELİK

Akciğer Kanseri Nedir?

Sağlıklı bir insan vücudu, hücrelerin aşırı çoğalmasını ve büyümesini önlemek için hücre döngüsünün belirli aşamalarında bu hücreleri öldürmek üzere programlanmıştır. Ancak, bu hücrelerin normal döngü programının herhangi bir basamağında ilişkili genlerinde bazen ailesel, bazen çevresel, bazen beslenme gibi sebeplerden dolayı mutasyonlar meydana gelebilir. Bu mutasyonlar hücrelerde birikerek kansere (tümör) neden olur. Kanserli hücrelerde, sağlıklı hücrelerdeki kontrol mekanizması etkisizdir, bu nedenle kanserli hücreler kontrolsüz bir şekilde çoğalıp aşırı büyürler. Akciğer kanseri, akciğer dokusunda ya da havayollarında başlayıp, gelişen bir kanserdir.

Akciğer Kanseri Epidemiyolojisi

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, akciğer kanseri dünyada en yaygın görülen ve ölüme en çokyol açan kanser türüdür. 2018 yılında dünyada 2 milyona yakın yeni vaka ve 1,7 milyon ölüm gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Akciğer kanseri sıklığı ve ölüm oranları gelişmiş ülkelerde yüksek iken Orta/Güney Amerika ve Afrika’nın çoğu dahil olmak üzere az gelişmiş coğrafi bölgelerde daha düşük olduğu tahmin edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü dünya çapında akciğer kanseri ölüm oranlarının özellikle Asya’da küresel tütün kullanımının artmasının bir sonucu olarak yükseleceğini öngörmektedir. Akciğer kanseri görülme oranı 40 yaşından küçük hastalarda düşük iken, ileriki yaşlarda yavaş yavaş yükselmeye başlar ve 65-84 yaşları arasında zirve yapar. Genel anlamda erkek nüfusta daha sık görülse de değişen yaşam alışkanlıkları kadınlarda akciğer kanseri görülme riskinin arttığı yönündedir.

Akciğer Kanseri Haritası Projesi’nden alınan verilere göre ülkemizde akciğer kanseri görülme oranı erkelerde yıllık 100 binde 75, kadınlarda yıllık 100 binde 10 olup, yıllık beklenen yeni hasta sayısı yaklaşık 30.000’dir. Türkiye’de akciğer kanseri erkekler arasında ilk sırada görülüp, kadınlar arasında ise 5. sırada yer almaktadır. Ancak kadınlarda da artan tütün kullanımı akciğer kanseri riskini artırmaktadır. Ülkemizde akciğer kanseri tanı yaşı ortalama 63 olup, 40 yaşın altında nadir görülmektedir. Dünya’da olduğu gibi, Türkiye’de de akciğer kanseri riski tütün kullanımına bağlı olarak artmaktadır.

Akciğer Kanserine Neden Olan Risk Faktörleri Nelerdir?

Kişide kanser gelişimini artıran her neden ‘risk faktörü’ olarak adlandırılır. Sizde bu risk faktörünün olması, kanser olacağınız, risk faktörleri olmaması da kanser olmayacağınız anlamına gelmez. Akciğer kanseri için tanımlanmış risk faktörleri; tütün ve tütün ürünleri kullanımı, pasif sigara içimi, asbest, arsenik, krom, berilyum, nikel, kurum veya katrana maruz kalmak, radon gazı, verem hastalığı (tüberküloz) geçirmiş olmak, ailede özellikle akciğer kanseri veya başka organ kanseri öyküsü bulunması, yüksek düzeyde hava kirliliğidir.

Akciğer Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtiler tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Sigara kullanan veya geçmişte sigara kullanmış bir bireyde tedaviye rağmen geçmeyen öksürüğün görülmesi, aynı bölgede tekrarlayan zatürre veya kronik obstrüktif akciğer hastalığının sık alevlenmeleri önemli bulgulardır. Nefes darlığı ve hemoptizi (balgamda kan görülmesi) diğer önemli belirtiler arasındadır. Daha az yaygın semptomlar olarak göğüs ağrısı ve ses kısıklığı görülebilir. 

Akciğer kanserli hastalarda tümörün akciğer dışı organlara olan yayılımına bağlı kilo kaybı, halsizlik ve yorgunluk gibi spesifik olmayan semptomlar görülebilir. Akciğer kanserine bağlı kemik metastazları sıklıkla ağrılıdır; beyin metastazları asemptomatik olabilir, ancak nörolojik sekeller boyut ve yere göre kendini gösterebilir. Son olarak da hastalar tümör tarafından üretilip doğrudan veya dolaylı yoldan etki gösteren maddelerin etkisi ile paraneoplastik belirtiler ile başvurabilir.

Akciğer Kanserinde Tanı Nasıl Konur?

Akciğer kanseri tanısında ilk olarak semptomlar ve fiziksel muayene bulguları kullanılmaktadır. Hastaların neredeyse yarısında herhangi semptom ve bulgu olmadan akciğer kanseri tesadüfi olarak saptanabilir. Boyun bölgesinde şişmiş lenf düğümleri, kaşeksi, akciğerlerdeki anormal sesler, göğüse dokunduğunda donukluk, eşit olmayan gözbebekleri, düşük göz kapağı, tek kolda zayıflık, kollarda, göğüste veya boyunda genişlemiş damarlar ve yüzün şişmesi klinik muayene sırasında dikkat edilmesi gereken bulgulardır.

Hekim hastanın semptom ve klinik muayenesi sonucunda akciğer kanserinden şüphelendiğinde farklı görüntüleme yöntemlerinden faydalanarak ileri tetkikler uygular. Göğüs grafisi, bilgisayarlı tomografi (BT), pozitron emisyon tomografisi (PET-BT), bronkoskopi ve biyopsi gibi yöntemler de bunların başında gelmektedir. Daha sonraki aşama doku tanısının konulmasıdır. Bu amaçla; bronkoskopi, BT eşliğinde transtorasik iğne aspirasyonu, torasentez (plevral sıvı sitolojisi), video yardımlı torakoskopik cerrahi ile biyopsi uygulanan invaziv tanı yöntemleridir.

Akciğer Kanserinin Evreleri Nelerdir?

Akciğer kanserinde evre, ilgili hekimin tedaviyi planlaması ve hastalığın seyrini belirlemesi açısından önem taşır. Akciğer kanserleri mikroskop altında izlenen hücrelerin görüntüsüne göre “küçük hücreli akciğer kanseri” ve “küçük hücreli dışı akciğer kanseri” olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Akciğer kanserlerinin yaklaşık %80‘i küçük hücreli dışı gruptadır.

Küçük Hücre Dışı Akciğer Kanserinin (KHDAK) 4 evresi vardır:

  • Evre 1:  Hastalık sadece akciğerin küçük bir bölümündedir.
  • Evre 2:  Hastalık en yakın lenf bezlerine veya sadece göğüs duvarına atlamıştır.
  • Evre 3:  Hastalık her iki akciğer arasında, kalbin de yer aldığı boşluğa (mediasten) veya buradaki lenf bezlerine yayılmıştır.
  • Evre 4:  Hastalık beyin, karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara yayılmıştır.

Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (KHAK) ise ‘’sınırlı hastalık’’ ve ‘’yaygın hastalık’’ şeklinde evrelendirilir:

Sınırlı hastalık:  Hastalık göğüs kafesinin sadece bir tarafında, akciğerin bir kısmında ve komşu lenf bezlerinde bulunur.

Yaygın hastalık: Hastalık akciğerin diğer yarısında veya vücudun diğer kısımlarına yayılmıştır.

Akciğer Kanseri Nasıl Tedavi Edilebilir?

Akciğer kanserinin türü ve evresi tedaviyi belirleyen en önemli etmendir. KHDAK erken evrelerinde (Evre 1 ve 2) ve bazı Evre 3 hastalarda cerrahi tedavi uygulanır ve ameliyatla tümörlü bölge etraftan bir miktar sağlam doku çıkarılarak, bazen tüm bir akciğer alınarak temizlenebilir. Genel olarak tümörün ameliyatla tamamen çıkarıldığı ve çevrede hiç hastalıklı dokunun kalmadığı Evre 1 hastalarda başka tedaviye gerek yoktur. Ameliyat sonrası hekiminiz sizi düzenli aralıklarla kontrole çağıracaktır. Bazı durumlarda (Evre 2 ve 3) ameliyat sonrasında hastalara ek ilaç tedavisi (kemoterapi) uygulanabilir. Bazen de bu tedaviler ile küçülen tümöre daha sonra cerrahi de uygulanabilmektedir. Evre 4 KHDAK cerrahi tedaviye uygun değildir. Uzun süren kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler veya immünoterapi ile bu evrede hastalık kontrol altına alınabilir. Bu tedavilerle tümörün tamamen ortadan kalkma şansı mümkün olup, hastanın yaşam süresi uzatılabilir ve şikâyetler giderilebilir.

Küçük hücreli akciğer kanseri hızlı ilerleyebilmekle birlikte kemoterapi ve radyoterapiye çok iyi yanıt vermektedir. Bu nedenle en uygun tedavi kemoterapidir. Hastalığın başka organlara yayılmadığı duruma ‘sınırlı hastalık’ adı verilir ve bu evredeki hastalarda kemoterapiye radyoterapi eklenmesi başarıyı arttırmaktadır. Bu iki tedavi birbiri ardına veya eşzamanlı (aynı anda) olarak birlikte uygulanabilir. Cerrahi tedavinin yeri çok kısıtlıdır. Hastalığın başka organlara yaygın hastalık durumunda ise uygun tedavi kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına rağmen kanserin tekrarlama riski yüksektir.

Tarama ve Önleme Akciğer Kanserinde

Akciğer kanserinde tarama amacıyla akciğer röntgeni veya bilgisayarlı tomografi çekerek ya da balgamda kanser hücresi aranması, ne yazık ki kansere bağlı ölümleri azaltmamaktadır. Risk grubunda olan kişilerde düşük doz bilgisayarlı tomografi ile yıllık akciğer kanseri taraması yapılabilir. Akciğer kanseri taraması genellikle uzun yıllar boyunca yoğun olarak sigara içen, 55 yaş ve üstü kişilere önerilmektedir.

Akciğer kanserini önlemede kanıtlanmış tek etkili yol, sigara ve tütün ürünlerinin kullanımıyla olan mücadeledir. Sigaraya hiç başlamamak en etkili yol iken, bırakmak da gelişebilecek kanser riskini yıllar içinde belirgin olarak azaltmaktadır. Gençlerin sigaraya başlaması mutlaka önlenmelidir, okullarda buna yönelik eğitimler verilmelidir.

Prof. Dr. Burçin Çelik

Göğüs Cerrahisi