Pandemide Sağlık Hizmeti / Prof. Dr. Ahmet ŞEN
Anestezi ve Reanimasyon

Pandemide Sağlık Hizmeti / Prof. Dr. Ahmet ŞEN

Covid-19 ile ilk karşılaştığımız aylarda toplumun tüm kesimlerinde ve sağlık camiasında da bir tedirginlik ve korku hakimdi. Türkiye'de 2020 yılı başından beri etkisini gösteren Covid-19 pandemisi toplumumuza literatürel anlamında çok sayıda ifade kazandırmıştır. Tüm toplumda artık pandemi, PCR, filyasyon, mutasyon vs. Gibi kelimelerin ne anlama geldiği bilinmektedir.

Covid-19 mücadelesinde Türkiye olarak Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu Bilim Kurulu ve devamında takip edilen filyasyon uygulamalarında dünyaya örnek çalışmalar yürütülmüştür.

Sağlık hizmeti sunan tüm kurumlar kamu, üniversite ve özel hastanelerin hepsi pandemiye tabiri yerindeyse hazırlıksız yakalanmıştı. Bu tablo tüm Dünya'da aynıydı. O güne kadar hastanelerimizde çok sıradan gibi algılanan eldiven, maske ve bone gibi gereçler artık bulunmaz olmuştu. Maskelerin personele sayıyla ve kayıtla verildiği günleri kimse hayal etmemişti. El dezenfektanlarının hastanede personeller tarafından saklandığı, medikal firmalarda karaborsa olduğu, kolonyanın da aylarca raflarda olmadığı günler geçirdik.

Hastaneler Zor Durumda Kaldılar

Bir haftalık stokları bile olmadığı görülen birçok hastane zor durumda kaldı. Özel hastanelerde personel sayıları azaltılırken, kamu ve üniversite hastanelerinde çocuk bakımı, mazeret ve sağlık nedenleri ile personel sayısı oldukça azalmıştı. Çalışmak zorunda olan personeller de hastaların alanlarına girmekten imtina eder durumdaydı . Herkeste farklı endişeler mevcuttu. Ev kiralayıp evine gitmeyen, yurtlarda konaklayan, çocuklarını ve eşini memleketine gönderip aylarca göremeyen çok farklı hikayelere sahip sayısız sağlık personeliyle süreç geçirildi.

Yorucu Bir Süreç Yaşandı

Kağıt üzerinde bahsedilen ve var olan eylem planları olsa da pandemi pratiği, herkesin görüp yaşadığı bir tecrübe olmadığı için bilfiil süreci yaşamak oldukça yıpratıcı ve yorucu olmuştu. Her ne kadar filyasyon yapılsa da aksamalar kaçınılmazdı. Buna eğitim durumumuz, toplumsal anksiyete, araç-gereç yetersizliği ve personelin eksikliği gibi nedenler sayılabilirdi. Özellikle sürecin başında ilçe ve özel hastaneler pandemi dışında tutulmaya çalışıldı. Fakat merkezi ve tam teşekküllü hastanelerde olan hizmet yükü ve azalan olanaklar nedeniyle bir süre sonra özel ve kamudaki tüm hastaneler işin içine çekilmek zorunda kalındı.

Hastanelerde Yeni Bir Dönem Başladı

Hiçbir hastanede hastaları izole edecek hazır bir eylem planı veya fiziki yapı mevcut değildi. Personeli koruyacak yöntemler ve tedbirler, Covidli ve covid dışı hastalar için hizmeti aksatmadan devam ettirecek uygulamalar yeterli değildi. Merkez hastaneler covid dışı hastalara da hizmet vermek zorunda kaldı. Acil hastalar, travma, adli vakalar özellikli birimlerin hizmetleri devam ettirilmeliydi. Halkın gelişmeler karşısındaki tutumu da anlaşılmaz bir şekilde cereyan etti; acile gelen hasta sayısı birden kesildi, gerçek acil hastalar dışında kimse hastanelere gelmez oldu. Polikliniklerdeki hasta sayıları azaldı, hasta ziyaretleri bitti. Artık hastasına refakatçi olmak istemeyen insanlar da görülmüştü. İlk pik döneminde hastalar tekli odalarda yatırılırken yatak sayısında sıkıntı olunca kurallar gereği istenen mesafe sağlanıp odalarda hastalar çift kişi yatırılmaya başlandı. Bu durum sadece hastalar için değil sağlık personeli için de risk oluşturmuştu ve yine bir huzursuzluk ve endişeyi beraberinde getirmişti, Bahsetmek acı da olsa bu dönemde aynı odada yatmak istemeyen eşler ve anne-oğullar oldu. Yani insanlar artık birbirinden kaçar olmuştu.

Konforu Üst Düzeyde Tutmaya Çalıştık

Hastaların konforu üst düzeyde tutulmaya çalışıldı. Yemek hizmeti, televizyon eğitimleri, oda temizliği, tele-bilgilendirme vs. artırılırken hastane odalarında sigara içen izolasyon hastalarına da şahit olunmuştu. Tedaviyi kabul etmek istemeyip güvenlik görevlileri ve kolluk kuvvetlerine direnen, hastaneden kaçmaya çalışan birçok vaka hastanelerde görülür oldu. Yani aslında iş sadece hastane hizmeti değil otelcilik, psikolojik ve toplumsal anlamda farklı bir derinlik almıştı.

Her tedbir ile azalan hasta sayıları beraberinde farklı gevşemeler ve suiistimaller getirirken ikinci pik döneminde hasta portföyü ve hastalık şiddeti değişti. Hastane ve yoğun bakım ihtiyacı olan hasta sayıları daha fazla arttı. Bu da yine merkezi ve tam teşekküllü hastane demek oldu. Hastanelerde geçici yoğun bakım alanları açıldı. Servislerde mekanik ventilatörde hasta takipleri yapılırken, imkanlar daha da zorlaştı.

Sağlıkçılar Olarak İmkanlarımızı Zorladık

Tüm süreç sonunda her imkanımızı sonuna kadar zorlamış ve artık sürecin bitmesi beklenirken, mutasyona uğramış mutant virüs piki başlamıştı. Diğer piklerden farklı olarak artık hastane yükü daha fazla artmıştı. Çünkü ilk piklerde hastanelere virüs kaparız diye gelmekten çekinen insanlar bu pikte tedavilerini ertelemek istemiyordu. Yani hastanede hem Covid hem de Covid dışı hastalar vardı ve her imkân ve birim izolasyon kurallarına göre dizayn edilip hizmet verilecekti. Hasta tarafları meydandaydı ve geri çekilen yoktu. Gerçekler ortadaydı; fiziksel ve personel imkânı sınırlı ama pandemi tedbirleri üst düzeyde olacak şekilde hizmet bekleniyordu.

Hastaneye izole olarak gelmesi gereken hastalar için ambulans sayısı yeterli değildi, tetkikler ve tedavi sonrası devam edecek olan izolasyon nedeniyle hastayı transfer edecek araç ve personel de yeterli değildi özetle tüm imkanlar her hastane için aynı derecede kısıtlıydı. Ama açık ve ortadaki gerçek; bir pandemi yaşanıyor ve sağlık çalışanları bu sürecin tam da ortasında tüm sağlık hizmetini aksatmadan götürebilmeliydi.

Sayısız şekilde dramatik tablo yaşandı: hastası sıkılmasın diye horon oynayan, suyunu yemeğini hasta ile paylaşan, nöbet sonrası evine gidip saatler sonra hastasını merak ettiği için geri gelen, taburculukları seremoniye çeviren, kritik hastaların başında oturup ağlayan vs. Birçok kahraman sağlık personeli hikayesi oluştu. Bu cesur, vefakâr ve çalışkan sağlık çalışanlarımızla gurur duyuyoruz.

Pandemiye meydan okurcasına ve eceline susarcasına hizmet eden tüm sağlık çalışanlarımızı saygı ve minnetle tebrik ediyoruz. Pandemide verdiğimiz şehitlerimize rahmet diliyoruz.

Prof. Dr. Ahmet Şen

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı