Günümüzde hızla artan bir sıklıkla karşılaştığımız kalp ve damar hastalıkları, sağlık alanındaki en önemli sorunların başında gelmektedir. Geleneksel cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilen birçok durum olsa da, teknolojideki ilerlemeler cerrahi tekniklerde de bir takım gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Bu gelişmelerin arasında yer alan ‘Endovasküler Tedaviler’ ve ‘Hibrit Cerrahiler’ gibi yenilikçi yaklaşımlar, kalp ve damar cerrahisi alanında  birçok avantajı berberinde getirmektedir.

Endovasküler Tedaviler:

Endovasküler tedaviler, sıklıkla damar hastalıklarının tedavisinde daha küçük kesilerle ve yardımcı cihaz ve çeşitli tıbbi malzemelerin kullanımıyla uygulanan girişimsel/anjiografik tedavi teknikleridir. Son 15 yılda bu alnda çok hızlı ve anlamlı gelişmeler yaşanmıştır. Bu tedavi yöntemlerinde, genellikle bir kateter yardımıyla damar içine erişilir ve sorunlu bölgeye doğrudan müdahale edilir. Bu teknikler, geleneksel açık cerrahiye göre daha az invazif olduğu için daha az komplikasyon riski taşırlar ve hastalar için daha hızlı iyileşme süreçleri sunarlar.

Endovasküler tedaviler arasında anjiyoplasti (balon anjiyoplasti), stent implantasyonu, embolizasyon gibi prosedürler bulunmaktadır. Anjiyoplasti, daralmış bir damarı genişletmek için balonlu bir kateterin kullanıldığı bir prosedürdür. Stent implantasyonu ise, genişletilen damarın açık kalmasını sağlamak için damar içine metal, iki ucu açık kafes benzeri bir stent yerleştirilmesini içerir. Embolizasyon ise, anormal damarların tıkanmasını sağlayarak, örneğin bir tümörün veya büyümüş bir prostat bezinin kan akışını azaltarak tümörün veya prostat bezinin küçülmesini amaçlayan bir tedavi şeklidir. 

Hibrit Cerrahi:

Endovasküler tedavilerin avantajlarıyla geleneksel açık cerrahi tekniklerin avantajlarını birleştiren bir yaklaşım olan Hibrit Cerrahi, karmaşık damar hastalıklarının tedavisinde özellikle etkilidir. Hibrit cerrahi, cerrahların hem endovasküler prosedürleri hem de açık cerrahi müdahaleleri aynı seansta veya farklı seanslarda kullanmalarını sağlar. Bu, hastalar için daha az invazif bir yaklaşım sunarken aynı zamanda cerrahların daha kapsamlı müdahaleler yapmasını sağlar.

Hibrit cerrahi, özellikle aort anevrizmaları, aort koarktasyonu, kompleks arteriyovenöz malformasyonlar, koroner baypas ameliyatları, kalp kapak ameliyatları, büyük damar yaralanmaları gibi durumlarda tercih edilir. Örneğin, bir kompleks aort anevrizması durumunda, endovasküler yolla anevrizma kesesinin stent yerleştirilerek yırtılma riskinin ortadan kaldırılması sağlanırken, aynı seansta işlem sırasında kanlanması bozulan organlara yeterlı kan akımını sağlayacak yapay veya doğal damarlarla baypaslama tekniklerinin kullanılabildiği kombine tedaviler bu yöntemde mümkündür.

Kalp ve damar cerrahisinde endovasküler tedaviler ve hibrit cerrahi tedaviler, hastalar için daha güvenli, daha az invazif ve daha etkili tedavi seçenekleri sunmaktadır. Teknolojideki sürekli ilerlemelerle birlikte, bu tedavi yöntemlerinin etkinliği ve güvenilirliği giderek artmaktadır. 

Her hastanın durumu farklı olduğu için, tedavi yaklaşımı her zaman hastanın özel durumuna göre uyarlanmalıdır. Gelecekteki araştırmaların bu alandaki yenilikçi yaklaşımları daha da ileriye taşıması beklenmektedir, bu da kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde daha etkili ve daha güvenli yöntemlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Sağlıkla kalın…

Dr. Öğr. Üyesi İlker Hasan Karal

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı