Pandemi ve Kanser / Prof. Dr. Serdar YOL
Genel Cerrahi

Pandemi ve Kanser / Prof. Dr. Serdar YOL

Türkiye'de ölümlerin beşte birinden fazlası kanser hastalıklarından kaynaklanıyor. Dünyada her yıl 14 milyon yeni kanser vakası tespit ediliyor. Bu sayının gelecek 20 yıl içinde, %70 artarak, 22 milyona ulaşabileceği tahmin ediliyor. Önemli bir halk sağlığı problemi olan kanser hem dünyada hem de ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında, kalp ve damar hastalıklarından sonra, ikinci ölüm sebebi.

Pandemi döneminde, kanser gibi hem kendisi hem de tedavisi bağışıklık sistemini zayıflatan bir hastalığın tanı ve takibi her zamankinden daha dikkatli ve özenli bir yaklaşımı gerektirdi. Kanser hastalarının, diğer hastalara göre hastalığın kendisi, cerrahi ve kemoterapi gibi uygulanan tedavilere bağlı olarak immün sistemleri baskılanmıştır ve enfeksiyonlara daha yatkındırlar. Bu nedenle Covid-19 için daha yüksek risk altındadırlar.

Pandeminin başladığı günden bu güne, aktif tedavi gören, yani kemoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedavi gören hastalarımızın tedavilerinin aksatılmaması bizim birinci önceliğimizdi. Bu doğrultuda hastanemizde hastalarımızın sağlığı ve güvenliği için tüm önlemler pandeminin en başından itibaren alındı.

Pandemi sürecinde kontrollerine gelmeye çekinen, tedavilerine ara vermek isteyen hastalarımız oldu. Aktif kemoterapi, imminoterapi ve radyoterapi devam eden hastalarnmız kesinlikle tedavilerine ara vermemelidirler. Gerekli önlemlere uyarak, tedavilerine düzenli olarak devam etmelidirler. Gerek duyulmayan durumlar dışında evlerinden dışarıya çıkmamalıdırlar. Tedavileri devam eden kanser hastalarının, hastalık belirtileri olmasa da koronavirüs taşıyıcılarının kuluçka döneminde bulaşıcı olma özelliğinin devam ettiği göz önünde tutularak kalabalık yerlerde olmamaları ve ziyaretçi kabulünü en aza indirmelerini öneriyorum. Diğer insanlar ile fiziki temas en aza indirilmeli, bağışıklık sistemini güçlú tutmak adına beslenme, dinlenme ve uyku düzenine dikkat edilmelidir. Bulundukları ortamı sık sık havalandırmalı ve ellerini sık sık yıkamalıdırlar. Kapı ve pencere kolları, koltukların kolçakları, elektrik düğmeleri, musluk gibi diğer insanların temas ettigi yerlere gerekli olmadıkça dokunmamalıdırlar. Evlerinde mutlaka bir ateş ölçer bulundurmalı, ateşleri 38°C ve üstündeyse maske takarak ivedilikle acil servise başvurmalıdırlar. Hastaneye gelirken toplu taşıma araçlarından uzak durulmalı ve en az bir refakatçi eşliğinde gelinmelidir.

Kanserde Erken Teşhisin Önemi Büyük

Hangi kanser olursa olsun ne kadar erken teşhis edilirse, tedavi başarısı da o kadar yükseliyor. Bu nedenle belirtilere karşı dikkatli olmak gerekiyor. En ufak bir fark hissedildiğinde mutlaka bir hekime gidilmelidir. Herhangi bir değişiklik olmasa da düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmek önemli. Bu sayede kanser erken evrede teşhis edilebiliyor.

Meme Kanseri

Kadınlarda en yaygın kanser olan meme kanserinin görülme sıklığı artarken tedavideki gelişmelerle mücadeledeki başarı şansı da yükseliyor. Meme kanserinde erken teşhis için 20 yaşından itibaren kadınların her adet bitiminden 5-7 gün sonra mutlaka kendi kendine meme muayenesi yapmaları gerekiyor. Bu muayene sırasında herhangi bir farklılık yoksa ve ailede de bir risk faktörü yoksa 40 yaşından itibaren yılda bir kez meme muayenesi olunmalı. Ayrıca doktorun önerdiği periyotlarla ultrason ve mamografi çektirilmelidir. Memede hissedilen bir değişiklikte ise zaman kaybetmeden bir genel cerrahi uzmanıyla iletişime geçilmelidir.

Rahim Ağzı Kanseri

Serviks kanseri ya da rahim ağzı kanseri, rahim alt bölgesinde gelişen kanserdir. Yaşamı tehdit eden bu kanserin en önemli özelliği, genç kadınlar arasında yaygın bir şekilde görülmesi. Genellikle 35-55 yaş arasında karşılaşılıyor. Smear testiyle rahim ağzı kanserinin öncü bulgusu olan CIN (cervikal intracpitelyal neoplasm) saptanıyor ve kanserleşme olmadan önlem alınması sağlanıyor.

Kolon Kanseri

50 yaşından sonra kadınların ve erkeklerin mutlaka tarama yaptırması gerekiyor. Taramalar dışkıda gizli kan ve kolonoskopi ile yapılabiliyor. Bunlar arasında en hassas olanı kolonoskopidir. Kolonoskopide kanserin öncüsü olan polip saptanırsa aynı seansta polipler alınabiliyor. Bu uygulama ile kanser gelişimi olmadan önlenmiş oluyor.

Prostat Kanseri

Prostat kanserinde erken teşhis ile kişi için doğru tedavi kararı verilmesi ve hayat kaybının önlenmesi mümkündür. Erken teşhis için genel olarak erkeklerin 50 yaşından itibaren yılda bir defa üroloji muayenesi olmaları ve PSA testi yaptırmaları gerekiyor.

Akciğer Kanseri

Akciğer kanserine karşı yüksek riskli kişilerin akciğer taraması yaptırmasını öneriyoruz. Bu tarama testi ile akciğer kanserinden ölüm oranları yüzde 20 azalıyor.

Türkiye’de Tüm Ölümlerin %23’üne Tütüne Bağlı Hastalıklar Sebep Oluyor

Günümüzde kanser vakalarının %30-50'si önlenebilmektedir. Ancak bu, kansere neden olan risk faktörlerinden kaçınma ve erken teşhis ile mümkün. Tütün kullanımı kanser için en önemli risk faktörü. Tütün dünyadaki kanser ölümlerinin yaklaşık %20'sine, akciğer kanseri ölümlerinin de yaklaşık %70`ine neden oluyor. Türkiye' de ise tüm ölümlerin %23’üne tütüne bağlı hastalıklar sebep oluyor.

Nüks Meydana Geldiğinde Cerrahi

Kanser cerrahisinde ilk ameliyat en iyi şanstır. Nüks meydana geldiğinde cerrahi de zorlaşır. Kanser ameliyatları deneyimli ellerde yapılmalıdır. Çünkü, onkolojik cerrahide tecrübe şarttır. Ekip işidir ve multidisipliner yaklaşım gerektirir. Tanı kısmından başladığınızda radyolojiden, patolojiden, dahili branşlardan ve daha sonra tedavi kısmi, ameliyat öncesi dediğimiz neodjuvan radyoterapilerden sonra tıbbi onkoloji devreye girer. Tanı, ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası takibi bir bütünlük gerektirmektedir. Bu yüzden onkolojik cerrahinin mutlaka deneyimli ellerde ve donanımlı merkezlerde yapılması çok büyük önem taşımaktadır.

Hastalarımız Yeme-İçme Alışkanlıklarına Dikkat Etmeli!

  • Günde en az 2,5 litre sıvı tüketmeliler.
  • Kefir bağışıklık sistemi için çok yararlıdır ve tedaviler esnasında güvenle kullanılabilirler.
  • Propolis içeren solüsyonlardan günde bir kez tüketebilirler.
  • Öğünlerinde mutlaka sebze ve yeşillik içeren salatalar olmalıdır.
  • Kemoterapi sırasında kullanılmasını önermediğimiz greyfurt ve nar suyu haricindeki meyve sularını taze olmak kaydı ile rahatlıkla tüketebilirler.
  • Zerdeçal ve zencefilin, ağız yoluyla emilimi yüksek olmasa da bağışıklık sistemi için yararlıdır. Salatalara ekleyerek ya da yoğurt ile birlikte tüketebilirler.

 

Prof. Dr. Serdar Yol

Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı