Diz Artroskopisi / Op. Dr. Yılmaz ŞAHİN
Ortopedi ve Travmatoloji

Diz Artroskopisi / Op. Dr. Yılmaz ŞAHİN

Artroskopik Cerrahi Nedir?

Artroskopik cerrahide eklem içine küçük bir delikten bir kamera yerleştirilerek görüntü monitöre aktarılır. Sonrasında da operatör yine küçük bir delikten eklem içine sokulan değişik cerrahi aletlerle monitörden izleyerek operasyonu gerçekleştirir. Artroskopik cerrahide kullanılın cerrahi aletler kalem ucu büyüklüğündedir.

Avantajları nedir?

  • Eklem içindeki menisküs, kıkırdak, bağlar ağrı duyusu olmayan dokulardır. Artroskopik cerrahi çevre dokulara zarar vermeden ve yaralamadan direkt eklem içine girilmesine ve sadece hasta olan dokulara müdahale edilmesine olanak sağlar. Böylece operasyon sonrası hasta son derece rahattır.
  • Artroskopik cerrahi sırasında eklem içi yapıları çok yakın ve büyütülmüş olarak görülür. Bu sayede hastalıklı dokular çok daha iyi teşhis ve tedavi edilebilirler.
  • Artroskopik cerrahide eklem hareketlerini sağlayan iyileşmesi zor ve ağrılı kas, kapsül gibi dokulara hiç dokunulmamaktadır. Böylece ameliyat sonrası eklem hareketleri ağrısız ve rahattır. Enfeksiyon riski de açık cerrahilere göre çok düşüktür.
  •  

Dizde Artroskopinin Kullanım Alanları Nedir?

Artroskopik cerrahi ile eklem içindeki bütün hastalıkları tedavi edilebilmektedir. En sık kullanıldığı yerler;

  • Menisküs cerrahisi
  • On ve arka çapraz bağ operasyonları
  • Eklem kıkırdak hastalıklarının bir kısmı
  • Fazla ilerlememiş diz kireçlenmeleri
  • Diz kapağının dışa dönüklüğü ve çıkıkları
  • Diz içi enfeksiyonlar
  • Diz içi iyi huylu tümör ve kistler
  •  

Artroskopik Menisküs Cerrahisi

Menisküs yaralanmaları, diz artroskopisi için en yaygın kullanılan yaralanmadır. İç menisküs dış menisküse göre daha sık yırtılır. Menisküs yaralanması çocukluk çağında daha nadirdir. Özellikle 50 yaş üzeri görülen menisküs yırtıkları genellikle travmadan çok kireçlenme nedeniyle ortaya çıkmaktadır.

Klinik olarak menisküs yaralanması olan hastalarda eklem ağrısı, şişlik, dizden ses gelmesi, kilitlenme ve boşalma görülür. Menisküs yırtıkları tek başına ya da dizin diğer yaralanmaları ile birlikte olabilir (örneğin ön çapraz bağ yaralanması). Bazı menisküs yırtıkları kemik arasına sıkışıp dizin tam açılmasını engelleyebilir.

Tedavide küçük, stabil ve klinik bulgu vermeyen menisküs yırtıklarında cerrahi tedaviye ihtiyaç yoktur. Sürekli semptomlara yol açan yırtıklarda artroskopik olarak müdahale edilmelidir. Artroskopide amaç, menisküsün sadece yırtık olan kısmının çıkarılması veya mümkünse menisküsün onarılmasıdır. Menisküs tedavisinde 2 ayrı cerrahi tipi vardır. Menisküsteki yırtık kan damarı olmayan bölgede ise sadece yırtık bölüm alınarak tedavi edilir. Menisküs yırtığı kan damarı olan (kırmızı bölge) bölgede ve hasta 45 yaş altında ise yırtık dikilerek tedavi edilir. Kırmızı bölge yırtıklarından çok eski ve parçalı olanları ile 45 yaş üstündeki kişilerde olanlarda menisküs dikişi tercih edilmez ve yerine yırtık alınır.

Menisküs dikişi son derece komplike ve zor bir cerrahidir ve sadece bu konuda deneyimli diz cerrahları tarafından yapılmalıdır. Dış menisküs dikişi sırasında bazen diz arkasındaki damar ve sinirleri korumak için küçük ekstra bir kesi açılması gerekebilir.

Menisküs ameliyatları sonrası hastalar 1 gün hastanede tutulmakta ve sonrasında evlerine yollanmaktadır. Ameliyat sonrası ağrı olmamaktadır. Menisküs yırtığının alındığı vakalarda ameliyattan hemen sonra hasta koltuk değneği kullanmadan direkt bacağına yük vererek yürüyebilmekte, merdiven inip çıkabilmektedir. İki gün buz uygulaması ve ev istirahati sonrası hastalar ofis çalışmasına geri dönebilmektedir.

İşi ayakta olanların işlerine dönmelerine 10. gün izin verilir. Hastalar düz koşuya 20. gün başlayabilmekte ve spora ay sonunda dönmektedirler. Profesyonel sporcularda özel rehabilitasyon programları ile 20. gün sportif aktiviteye dönmeleri mümkündür.

Artroskopik Kıkırdak Operasyonları Nelerdir?

Diz eklem kıkırdaklarındaki sorunlarda artroskopik cerrahi ile bir çok işlem gerçekleştirilebilmektedir Aşağıda bunlara ait özet bilgiler verilmiştir.

  1. Mikrokırık Yöntemi: Kemik iliğinde kıkırdak hücresine dönerek iyileşme potansiyeli olan hücreler bulunur. Bu yöntemde hasarlı kıkırdak bölgesinde milimetrik kırıklar oluşturularak bu bölgede yeni kıkırdak dokusu oluşturulur. Bu yöntemle elde edilen yeni kıkırdak dokusu orijinal kıkırdak dokusundan biraz farklı bir yapıya sahiptir. Hastalar ameliyat sonrası dizlerini rahat bükebilmekle beraber yeni dokunun oluşması için gereken 6-8 hafta boyunca bastırılmamakta, koltuk değneği kullanmaktadırlar. Sonrasında 6 hafta kadar yoğun bir fizik tedavi gereksinimi vardır.
  2. Tıraşlama (Shaving) Yöntemi: Sik kullanılan ve kıkırdak düzensizliklerini tıraşlayarak düzeltmeye dayanan bir yöntemdir. Burada yeni kıkırdak oluşumu söz konusu değildir. Sadece yüzeylerin düzeltilmesi ile sürtünmeyi, aşınmayı ve ağrıyı azaltmayı amaçlar. Kolay bir teknik olmakla birlikte çok nazik yapılması gereken bir işlemdir. Operasyon sonrası önerileri menisküs gibidir.
  3. Osteokondral Greftleme (Mozaikplasti): Bu işlem osteokondrol greft denilen üzeri kıkırdak ve altı kemik silindir biçimli parçaların sağlam eklem yüzeylerinden alınarak hasarlı bölgelere naklidir. Genelde kişinin kendi dokularından (otogreft) alınması tercih edilir. Eğer bir otogreft planlanıyorsa kemik-kıkırdak silindirleri ağırlık taşımayan diğer kemiklerle minimal temasa sahip eklem yüzeylerinden alınır. Bu gerçek uygulama yüzeyinin kısıtlanmasına neden olur. Bu greftler mozaik biçiminde hasarlı bölgelere döşenir. Ağırlık taşıyan ve nispeten küçük defektlerde etkin bir yöntemdir. Orijinale yakın sağlam bir yüzey elde edilir. Operasyon sonrası genel protokol erken hareket, kuvvetlendirme egzersizleri ve ağırlık vermekten 6-8 hafta kaçınılmasıdır. Tam yük verme 3 aya kadar geciktirilebilir, sportif aktivitelere dönüş 4-6 ay sürmektedir.
  4. Kıkırdak Hücre Nakli: Kıkırdak hücreleri yapısal olarak en üst düzeyde olgunlaşmış hücrelerdir. Bu nedenle kendileri çoğalamazlar. İnsanlarda kıkırdak hücresi üretimi 1 yaşında sona erer. Yeni kıkırdak hücresi çoğaltılması için genetik laboratuvarlarında genetik bir dizi işlem ve kültürde çoğaltma işlemi gerekmektedir. İki aşamalı bir cerrahi bir işlem gereklidir. İlk aşamada cerrah artroskobik teknikle sağlıklı kıkırdak hücrelerini diz ekleminin ağırlık taşımayan bölgelerden toplar. Toplanan kıkırdak hücreler genetik bir işlem sonrası 15 gün kültüre edilerek üretilir. Bu hücreler hazırlandıktan sonra ikinci aşama operasyona geçilir. İkinci operasyonda diz kıkırdağındaki hasarlı bölge üzerine dikilmiş kemik zarı altına bu hücreler enjekte edilirler. Bu hücrelerden orijinal kıkırdak dokusuna çok yakın kıkırdak dokusu gelişir. Kıkırdak hücre naklinde kişilerin kendi hücreleri kullanıldığı için tehlike yoktur ve vakaların önemli kısmında (yaklaşık %70-80) iyileşme sağlanır. Bununla birlikte herkese uygulanamaz. Bu işlemde karar verebilmek için hasarlı bölgenin ölçüsü, önceki cerrahilerin sayı ve içeriği, hastanın talep ve beklentileri, hasarlı bölgenin yeri ve birden fazla lezyonun bir arada bulunması önemlidir. Yaşlı ve diğer kireçlenme bulguları olan kişilerde uygulanmazken, genç ve yaralanma sonrası kıkırdak problemi olan hastalar iyi adaylardır. Operasyon sonrası genel protokol erken hareket, kuvvetlendirme egzersizleri ve ağırlık vermekten 6-8 hafta kaçınılmasıdır. Tam yük verme 3 aya kadar geciktirilebilir, sportif aktivitelere dönüş 6-8 ay sürmektedir.

 

Op. Dr. Yılmaz Şahin

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı